erkek çocuğun cinsel kimlik bozukluğu
23.3 Çocuklarda Cinsel Kimlik Gelişimi Sağlıklı Olabilmesi İçin Ailelerin Neler Yapabilir? Antalya çocuk psikoloğu sayfasında, çocukluk çağı sorunları, çocuk gelişimi, çocuklarda cinsel kimlik gelişimi, ergenlik dönemi gibi bir çok konuda yazmaya çalışıyoruz. Çocuk psikoloğu arayışında olan aileleri bilgilendirmek
Cinsel kimlik bozukluğu, bir kişinin fiziksel cinsiyeti ile tanımladığı cinsiyet arasındaki çatışmadır. Cinsel kimlik bozukluğu olan insanlar kendilerini karşı cinsten üyeler gibi davranabilir ve kendilerini gösterebilir.Kimlik sorunları çeşitli şekillerde ortaya çıkabilir. Örneğin, bir cinsiyette normal cinsel organlara
Cinselkimlik bozukluğu tanısına varıldıktan sonra tedavi yaklaşımı 3 evreden oluşmaktadır. Bunlar, arzu edilen cinsiyette gerçek yaşam deneyimleri, arzu edilen cinsiyete ait hormonların kullanılması ve cinsel organlarla diğer seks karakterlerini değiştirmeye yönelik cerrahi girişimler olarak sıralanabilir.
Cinsel Kimlik Bozukluğu – Transseksüalite. “Cinsel kimlik”, kişinin cinsiyetinin farkında olması, bedenini ve benliğini belli bir cinsiyet içinde algılaması, duygu ve davranışlarının da buna uygun olmasıdır. Kısacası, kişinin kendisini kadın ya da erkek olarak kabul etmesidir. Kişinin kız ya da erkek doğması, cinsel
852. Cinsiyet disforisi daha anlaşılır bir diğer adıyla cinsel kimlik bozukluğu; kişilerin kendilerini hissettikleri cinsiyet ile biyolojik cinsiyetlerinin uyumlu olmadığını kuvvetli biçimde hissettikleri durumdur. Dışarıdan bakıldığında fiziksel olarak bir erkekte olabilecek fiziksel özelliklerine sahip bir kişi aslında
nada nada mi la memiliki jarak interval nada. Cinsel Kimlik Gender IdentityNeden Biz?Cinsiyet Rol Davranışı Gender Role BehaviorCinsel Yönelim Sexual OrientationCinsel Kimlik Gelişimi Psikodinamik ve Psikososyal EtkenlerCinsel Kimlik ve Cinsel Yönelim NörobiyolojisiCinsiyete Göre Cinsel Kimlik BozukluğuCinsel Kimlik Bozukluğu Tanı Kriterleri Nelerdir?Çocuklarda Cinsel Kimlik Bozukluğu Belirtileri Nelerdir?Cinsel Kimlik Gelişimi Sorunları İçin Tedavi Bradley ve Zucker, Sadock ve Sadock yayınlarında cinsel kimlik gelişimi için üç bileşene atıfta bulunur Cinsel Kimlik Gender Identity Bireyin kendini kız ya da erkek cinsiyetine ait hissetme durumudur. Öznel bir özdeşim duygusudur. Çocuğun kız ya da erkek olduğunu fark edebilmesi, kendi bedenini sevmesi ve kabullenmesi, kız ya da erkek olmaktan huzur duyabilmesidir. Bireyler, cinsel kimlik oluşumu görünüm ve davranışlarıyla dışarıya aktarır. Kız çocuğunun annesi gibi davranması ya da erkek çocuğunun babasını taklit etmesi buna bir örnek olabilir. Eğer siz de cinsel kimlik gelişimi düşünüyorsanız destek almak için yüz yüze veya whatsapp görüntülü konuşma üzerinden ücretsiz 15 dakikalık ön görüşme randevusu alabilirsiniz. Neden Biz? Danışan, toplum ve eğitim odaklı çalışmalar yürüten multidisipliner bir merkez olan Dünya Danışmanlık ve Psikoloji Merkezi Uzman Klinik Psikolog/Psikoterapist Fundem Ece tarafından kuruldu. Danışmanlık ve psikoloji faaliyetlerimizle toplumun çekirdeğini oluşturan çocuk, genç ve yetişkin bireylere, çift ve ailelere destek sunuyoruz. Randevu talepleriniz için bizimle WhatsApp butonları üzerinden veya doğrudan iletişime geçebilirsiniz. 👇 Nişantaşı Şubemiz Pendik Şubemiz Kadıköy Şubemiz Cinsiyet Rol Davranışı Gender Role Behavior Kültürel çevre ve çevrenin bireye karşı beklentilerine göre şekillenen cinsiyet davranışlarıdır. Yani kadın ve erkeği birbirinden ayıran normlardır. Toplum tarafından bireye yüklenmektedir. Cinsel Yönelim Sexual Orientation Bireyin cinsel isteğini veya libidosunu herhangi bir cinsiyete yönlendirmesi ya da başka bir cinsiyet tarafından cinsel olarak uyarılmasıdır. Birey; heteroseksüel, homoseksüel ya da biseksüel olabilir. Cinsel yönelim kimliği ise bireyin cinsel yönelimiyle ilişkili olarak kendini tanımlayabilmesidir. Cinsel kimlik gelişimi, bireyin dünyaya gelmesiyle şekillenmeye başlar. Çekirdek cinsel kimliğin, çocukluğun 0-2 yaş sürecinde başladığı gözlemlenmiştir. Fakat cinsel kimlik duygusunun yerleşmesi 3-4 yaşlarını bulabilmektedir. Bu süreçten sonra cinsel kimlikte değişim çok güçtür. Cinsel kimlik bozukluğu, bireyin doğuştan var olan biyolojik cinsiyet rolünden sürekli rahatsızlık duyması ile meydana gelen klinik bir durumdur. Cinsel kimlik bozukluğu, kişinin kendi cinsiyetinden rahatsızlık duyması ve istikrarlı bir şekilde karşıt cinsiyetle kendini özdeştirmesidir. Cinsel Kimlik Gelişimi Psikodinamik ve Psikososyal Etkenler Cinsel kimlik gelişim süreci birey için karmaşık bir dönem olabilmektedir. Bu süreç biyolojik ve sosyolojik olarak ilerlemektedir. Cinsel kimlik gelişiminde psikososyal etkenlerin bireyler için büyük bir etkisi olduğuna dair araştırmalar yapılmıştır. Yapılan araştırmalar psödohermafrodit çocuklar üzerinedir. Yapılan çalışmalarda, çocukların biyolojik cinsiyetleri yerine doğum sonrası anne-baba tarafından belirlenen kimliği geliştirdiği saptanmıştır Canat 2008. Kendini keşfetme dönemi içerisinde olan çocuk adeta bir oyun hamuru gibidir. Nasıl şekil verilirse o yöne evrilir. Yukarıda belirttiğimiz gibi çocukların cinsiyet eğilimi anne-baba tarafından belirlenen kimliğe evrilebilmektedir bkz. Ergenlikte Cinsellik. Cinsel Kimlik ve Cinsel Yönelim Nörobiyolojisi Cinsel kimlik ve cinsel yönelim, bir kişinin cinsel kimliğinin bağımsız bileşenlerinden birisidir. Her zaman olmasa da bu tanımlar, çoğu zaman birbirleriyle ve bireyin genital cinsiyeti ile uyum içerisindedir. Tartışılan en önemli etiklerden biri, erken hormon ortamının hem cinsiyet kimliği, hem de cinsel kimliğin veya cinsel yönelimlerin üzerinde uyguladığı örgütsel etkilerle de ilgilidir. Cinsiyet kimliğinin ve cinsel yönelimin testesterona prenatal maruz kalma ile erkekleştirildiğine ve yokluğunda dişileştirildiğine dair kanıtlar hayvanlardaki temel araştırmalardan; androjen maruziyetinin biyometrik indekslerinin korelasyonlarından ve cinsel gelişmedeki bozukluklarla ilişkili klinik durumların çalışmalarından yararlanılmıştır. Cinsiyete Göre Cinsel Kimlik Bozukluğu Çocukluk döneminde cinsel kimlik bozukluğuna dair sistematik bir çalışma bulunmamaktadır. Fakat cinsel kimlik bozukluğu tam olarak bilinmemekle beraber, karşı cinsiyet davranışı gösteren çocuklarla alakalı bir takım araştırmalar mevcuttur. Çocuklarda karşı cinsiyet davranışları gösterme oranları, kız çocuklarında erkek çocuklarına oranla daha yüksektir Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Dergisi 17 3 2010. Fakat bu durum nedeniyle kliniğe başvuran cinsiyet dağılımında erkek çocuklar sayıca daha fazladır. Bu oranlar sosyal çevrenin önemini vurgulamaktadır. Cinsel Kimlik Bozukluğu Tanı Kriterleri Nelerdir? Cinsel kimlik gelişimi ile ilgili bozukluklar şu kriterlerle teşhis edilebilir Cinsel Kimlik Bozukluğu Tanı Kriterleri Çocuklarda Cinsel Kimlik Bozukluğu Belirtileri Nelerdir? Çocuklarda cinsel kimlik gelişimi ile ilgili bozukluklar şu kriterlerle teşhis edilebilir Çocuklarda Cinsel Kimlik Bozukluğu Belirtileri Cinsel Kimlik Gelişimi Sorunları İçin Tedavi Bazı dönemler insanlar kendilerini bulmak için kendi içlerinde bir çeşit yolculuğa çıkar. Çıktıkları bu yolculukta, farklı benlikleriyle tanışabilir. Tanıştıkları bir başka benlikleri ise biyolojik ve ruhsal cinsiyet kavramlarıdır. İki benlik kendi aralarında anlaşmazlık yaşayabilmektedir. Bu durumdan rahatsızlık duyan birey isterse bir uzman psikolog veya psikiyatristten yardım alabilir. Yetkin bir uzman, bu süreçte bireyin hem biyolojik, hem de ruhsal cinsiyeti arasında uyum sağlaması ve bağımsızlığını kazanması için terapi desteği sunabilir. Terapi, kişinin biyolojik cinsiyetine dönmesi anlamı taşımaz; hasta istemediği bir sürece girmek zorunda kalmaz. Nişantaşı Şubemiz Pendik Şubemiz Kadıköy Şubemiz Zeynep Polat
Psikopatolojinin tarihi boyunca, cinsel kimlik ve cinsel yönelim kavramları üzerine birçok araştırma yapılmıştır. Elde edilen araştırma sonuçları ile bugün, bu kavramlar daha net bir hale gelmiş ve diğer akademik tartışmaların ve çalışmaların önü Kimlik ve Cinsel Yönelim Nedir?Cinsel kimlik, kişinin kendi cinsiyetine ilişkin benlik kavramına verilen addır. Yani kişinin kendi cinsiyetine olan bakış açısıdır. Bu kavram, 1960’lı yılların ortalarında oluşmaya başlasa da zaman içinde kendini kadın veya erkek olarak tanımlamayan kişileri içerecek şekilde gelişmiştir. Çünkü cinsiyet kimlik kavramı zaman zaman, erkek veya kadın cinsiyetinin dışında yönelim terimi ise, kişinin hem cinsel anlamda hem de romantik anlamda ilgi duyduğu kişilerin cinsiyetini ifade etmek için kullanılır. Günümüzde lezbiyen’ ve gey’ terimleri, aynı cinsiyette olan kişilere çekim duyan kişileri ifade etmek için kullanılmaktadır. Biseksüel terimi ise, hem kadın hem erkek cinsiyetine çekim duyan kişileri ifade etmektedir. Genellikle bu tür sınıflandırmalar mevcut olsa da, cinsel yönelimin her zaman net bir çizgi ile bölünemeyeceği su götürmez bir Yaygın Cinsel Yönelim Türleri Nelerdir?Yapılan araştırmalara bakıldığında beş ana cinsel yönelim türünün olduğu görülürHeteroseksüel Kişi, karşı cinsiyetteki kişilerden Kişi, sadece kendi cinsiyetinden olan kişilere ilgi Kişi, hem kendi cinsiyetindeki kişilere hem de karşı cinse ilgi Her türlü cinsiyete ilgi Kişi, herhangi bir cinsiyete cinsel olarak ilgi duymaz. Bu, seksten uzak durma ile aynı şey Disforisi Nedir?Cinsiyet disforisi, bir kişinin biyolojik cinsiyeti ile cinsiyet kimliği arasındaki uyumsuzluk nedeniyle yaşayabileceği huzursuz ruh halidir. Bu huzursuzluk veya memnuniyetsizlik o kadar yoğun hissedilir ki, kişide depresyon ve kaygıya yol açabilir. Bundan dolayı, kişinin günlük yaşamı üzerinde olumsuz bir etkisi disforisi olan birçok insan, cinsel kimliklerini diledikleri gibi yaşamak veya ifade etmek isterler. Bu yüzden, görünüş ve davranış biçimlerini değiştirmeye çalışırlar. Cinsiyet disforisi olan kişiler, diledikleri cinsel kimliği diledikleri gibi yaşamak için hormon tedavisine başlayabilir veya ameliyat olabilir. Cinsiyet disforisi zihinsel bir hastalık değildir, ancak bazı insanlar cinsiyet disforisi nedeniyle zihinsel sağlık sorunları ile karşı karşıya Çocuğun Cinsel Kimlik Bozukluğu Olduğu Nasıl Anlaşılır? Çocuk Hangi Semptomları Geliştirir?Cinsiyet kimlik bozukluğu olan çocuklar görünüşlerini, davranışlarını veya ilgi alanlarını değiştirme eğilimindedir. Bu durumun yanı sıra farklı belirtiler de ortaya çıkabilirÇocuk kendisine olan güvenini olarak izole olmak veya anksiyete ile karşı karşıya kendisini ihmal cinsel organının görünüşüne veya düşüncesine karşı tiksinti genellikle doğuştan gelen özelliklerine karşı gelir. Mevcut cinsiyetine uygun giysiler giymeyi ya da bebeklerle veya arabalarla oynamayı intihara eğilimli hale cinsel kimlik bozukluğu olan bireylerin intihar riskinin yüksek olduğunu göstermektedir. Ayrıca yapılan araştırmalara göre bu çocukların zihinsel bozukluktan muzdarip olma olasılıklarının daha Kimlik Bozukluğu Nelerdir?Cinsel kimlik bozukluğu olan bir çocuk, fiziksel cinsiyet özelliklerinden memnun olmayabilirler. Hissettiği cinsiyete göre giyinebilir veya oyuncaklarını o cinsiyete göre seçebilir. Bununla birlikte, bu tür davranışlar çocuklukta oldukça yaygın olup gelişimin ve büyümenin bir parçasıdır. Bu durum, böyle davranan tüm çocukların cinsiyet disforisi veya diğer cinsiyet kimliği sorunları olduğu anlamına gelmez. Bu noktada dikkatli olmak Cinsel Kimlik Gelişimi Kaç Yaşında Başlar?Çocuklar cinsel kimliklerini erken yaşta oluştururlar. 2 yaş civarında, kendi cinsiyetlerini fark edecek döneme girerler. Çoğu çocuk 3 yaşına geldiğinde, cinsiyetinin kız veya erkek olduğundan emin olur. Çocuk 4 yaşına geldiğinde ise, kendi cinsel kimliğini anlamlandırmaya başlar. Ancak bununla birlikte, toplumsal cinsiyet kalıplarından dolayı, bazı çocuklar gerçek cinsiyet kimliklerini geç yaşlarda fark edebilir. Çocuğun bu önyargıları göz ardı ederek kendini bulması, daha uzun Cinsel Kimlik Gelişimi Nasıl Oluşur?Pek çok insan cinsel kimliğini ilk olarak ergenlik ve gençlik yıllarında fark eder. Gençlik yıllarında, aynı cinsiyetten bir kişiye aşık olmak veya bu kişilerle cinsel deneyimler yaşamak gözlenebilen bir durumdur. Çocuk daha yeterince olgunlaşmadığı için cinsiyet kimliğini bu deneyimlere göre değerlendirmek doğru kültürel ve sosyal değerler de cinsel kimliği etkileyen faktörlerdendir. Anne babanın beklentisi, çocuğa karşı olan tutum da çocuğun cinsel kimlik gelişiminde önemli rol Cinsel Kimlik Gelişimini Etkileyen Faktörler Nelerdir?Çocukların cinsel kimlik gelişimini en çok etkileyen faktörler sosyo-kültürel faktörlerdir. Bu faktörlerin içeriğini şu şekilde açıklayabilirizOrtak ilgi alanlarına ve inançlara dayalı düzen,Irk, etnik köken, kültür veya din ile ilgili gelenekler,Bulunulan mahalle ve komşu portföyü,Okul ortamı,Cinsel davranışlarla ilgili ve Ergenlerde Cinsel Kimlik Bozukluğunun Tedavisi Var Mıdır?Cinsel kimlik bozukluğu tedavisi, cinsiyet disforisi olan kişilerin cinsiyet kimliklerini keşfetmelerine ve kendileri için rahat hissettiren cinsiyet rolünü bulmalarına yardımcı olur. Ancak tedavi süreci kişiye özel olarak planlanmalıdır. Tedavi sürecinde kişinin, kendi cinsiyetini ifade etme şeklinde veya vücut görünümünde bir değişikliğe neden olabilir. Tedavi süreci; cinsiyet rolündeki değişiklikler, hormon tedavisi, ameliyat veya davranışsal terapiden Kimlik Bozukluğunun Tedavisini Kim Yapar?Cinsel kimlik bozukluğu olan kişiler, uzman bir doktora veya bir psikiyatriste yönlendirilmelidir. Bu uzmanlar, hasta hakkında gerekli değerlendirmeleri yapar ve tedavi sürecini bu değerlendirmeye göre planlar. Böylece cinsel kimlik bozukluğu yaşayan kişinin kaygılı ve huzursuz ruh hali ortadan kaldırılır ve kişiye gerçek kimliği sürecinde aynı zamanda hastayı zor duruma sokan depresyon veya anksiyete gibi rahatsızlıkların da ortadan kaldırılması gerekmektedir. Çünkü cinsel kimlik bozukluğu ile karşı karşıya olan bir kişide bu rahatsızlıklar tetiklenir ve kişinin günlük hayatı olumsuz yönde etkilenir. Cinsel kimlik bozukluğu yaşayan bir kişi aynı zamanda ileriki yıllarda medikal çözümler ile kendi kimliğini Cinsel Kimlik ve Yönelim Konusunda Psikiyatrik Destek Ne Zaman Alınmalıdır?Eğer bir kişi, cinsel kimlik bozukluğu rahatsızlığı ile karşı karşıya olup neredeyse tüm belirtileri gösteriyorsa o kişinin acilen uzman bir doktora yönlendirilmesi gerekir. Aksi takdirde, kişinin bulunduğu ruh hali, günlük yaşamını olumsuz etkileyecek ve kişi gitgide içine Kimlik Bozukluğu Konusunda Ebeveynler Ne Yapabilir?Eğer çocuğunuz cinsel kimlik bozukluğu ile mücadele ediyor ve ruh hali günden güne kötüleşiyorsa yapmanız gereken şey, çocuğunuza onu sevdiğinizi hissettirmektir. Birçok ebeveyn, çocuklarının gey, lezbiyen, biseksüel veya transseksüel olduğunu kabul etmekte zorlansa da siz çocuğunuza koşulsuz sevgi göstermenin önemli olduğunu gey, biseksüel veya transseksüel gençler bazen cinsel yönelimlerini veya cinsiyet kimliklerini uzun süre açıklamak istemezler. Arkadaşlarının, ailelerinin ve diğer kişilerin ne söyleyeceğinden veya ne yapacağından korkabilirler. Ailelerine ve arkadaşlarına açıldıklarında ve sevgi, destek ve kabul gördüklerinde rahatlar ve mutlu olurlar. İşte bundan dolayı, çocuklara ve onların tercihlerine olumlu bir şekilde yaklaşmak gerekir. Cinsel kimlik bozukluğundan muzdarip olan çocuk, kabul görmediği takdirde aşağıdaki durumlarla da başa çıkmak zorunda kalırToplum tarafından utandırılmak sosyal damgalanma,Akranlar veya aile üyeleri tarafından dışlanmak veya dışlanmak,Depresyon,İntihar gibi durumların yaşanmaması adına çocuklara önyargısız yaklaşmak ve onları oldukları gibi kabul etmek en doğru yaklaşım Bilge Merve Kalaycı – Ergenlerde Cinsel Kimlik ve YönelimCinsel kimlik bozukluğu, sıklıkla çocukları ve ergenleri etkileyen bir rahatsızlıktır. Bir çocuğun cinsel kimlik bozukluğu belirtileri gösterdiği gözlemlendiği takdirde, mevcut durumun kişinin yaşamını olumsuz olarak etkilememesi için acilen gerekli desteğin alınması önerilir. Çocuk ve ergen psikiyatristleri aracılığı ile de bu tür problemlerde danışmanlık alınabilir. Bu noktada önemli olan şey, çocuğun yeterince gözlemlenmiş ve “cinsel kimlik bozukluğu” tanısı konacak durumda ilinde yer alan birçok uzman bu konuda hizmet vermektedir. Eğer siz de çocuğunuzun cinsel kimlik bozukluğu ile karşı karşıya olduğundan endişe duyuyorsanız dilediğiniz zaman Uzman Dr. Psikiyatrist Bilge Merve Kalaycıdan randevu alabilirsiniz. Tedavi sürecinde sadece hekimin başarılı olması yeterli olmamaktadır. Bu süreçte ailenin yanı sıra sosyal çevre de önemli hale gelir. Tedavinin en temel amacı çocuk için yaşam kalitesini en üst seviyelere taşımaktır. Bu temel amaç, hem tedavi süreci hem terapiler hem de ailenin desteği ile sonuç İçi İletişim SorunlarıAkran ZorbalığıÇocuklarda Alt Islatma EnürezisÇocuklarda Kaka Kaçırma EnkoprezisÇocuklara Boşanma Konusunda Açıklama Ne Zaman YapılmalıÇocuk ve Bebeklerde Yaşlara Göre Gelişimsel Dönemler
Erkek Doğulmaz, Erkek Olunur!Bir erkek çocuğun en önemli yaşam dönemi kuşkusuz 2-6 yaş aralığıdır. Bu aralıkta cinsel kimlik tam olarak netleşir. Bu dönemde anne babanın bilerek veya bilmeyerek yapacağı bazı hatalar o çocuğun tüm hayatını geri dönüşü olmayacak biçimde etkileyebilmektedir. Bir çocuk doğduğunda benlik bilinci yoktur. Sadece ona bakım veren "Anne" vardır. Yani ben yoktur sadece ve sadece "O" vardır. Bir süre sonra bebek kendi varlığının farkına varır. "Ben ve Annem" fikri yerleşir. 2 yaşından sonra ise erkek çocuklarında iç güdüsel olarak bir erkeklik bilinci belirmeye başlar. İşte bu dönemde anne, erkek çocuğunun kendi ile olan içgüdüsel bağlarını sağlıklı biçimde koparabilmesi için ona yardımcı olması çok önemlidir. Annenin "oğlum sen bir erkeksin ve artık erkeklerin dünyasına aitsin " mesajını vermesi gerekir. Böylesi bir mesaj o erkeğe cesaret verir. Babanın da "evlat sen bizden birisin ve erkek dünyasına gel bakalım" diyerek onun elinden tutması gerekir. Bu noktalarda yapılacak hatalar erkek çocuklarında cinsel kimlik karmaşası yaşamasına sebep olabilmektedir. Anne bilerek veya bilmeyerek erkek çocuğunun kendi ile olan bağını koparmasına izin vermeyebilir. Baba da bilerek veya bilmeyerek erkek çocuğunu kendine yaklaşmasına engel olabilir. Bu durumda erkek çocuk tabiri caizse arafta kalır. İç güdüsel olarak erkek tarafına geçmek istemektedir ama yeterli cesareti kendinde bulamaz. Ve cinsel kimlik karmaşası bilinç altında başgösterir. Çekinik kaldıkça o erkeğin heteroseksüel dünyaya kabulü de bir türlü gerçekleşmez. Bu olmadıkça da kendinde eksikliğini duyduyu şeye karşı zamanla hayranlık beslemeye başlar. Konuyu biraz daha açacak olursak.. Daha açık bir ifade ile anneler bir erkek çocuk doğurur, babaları ise o çocuğu erkek yapar. Erkek olmak sanıldığı kadar kolay bir süreç değildir ve kendiliğinden gerçekleşmez. Kız çocukların anne ile özdeşim kurması çok daha kolay iken erkek olmak çok zorlu bir yolculuktur. Bu yolculuğu asla tek başına tamamlayamazlar. Erkek çocuklar mutlak desteklenmeye ihtiyaç duyarlar. Kuşkusuz bu cinsel kimlik arayışında evdeki anne baba rollerinin önemi de çok büyüktür. Sağlıklı olmayan aile içi iletişim kanalları erkek çocuklarının kafa karışıklığını daha da bir arttırabilir. Eğer bir anne baba oğlunun heteroseksüel bir yaşantı sürmesini istiyorsa bu konuda biraz emek sarfetmesi gerekmektedir. Özellikle babalarda biraz daha fazla görev düşer. Çünkü bir çocuğun baba ile olan sıcak yakınlığı o çocuk için heteroseksüel dünyayı daha bir cazip hale getirir. Değilse çocuğun başlangıçta annesi ile birlikte bulunduğu konum risklerden uzak, rekabetsiz bir ortam olarak zaten yeterince güvenli bir limandır. Bu noktalarda anneye fazla yakınlık ve babanın da uzak duruşu bir erkek çocuk için karmarış bir ruh hali yaratır. Annenin oğluna aşırı şefkati ve yakınlığı bazen kocası ile duygusal kopukluğunun da bir işaretidir. Böyle anneler kocadan bulamadığı sevgi açlığını bilinç dışı biçimde oğlundan almak isteyebilir. Ama bu durum erkek çocuğunun heteroseksüel dünyaya geçini epey zorlaştırır. Belirttiğim gibi bu dünyaya geçiş zaten bir erkek çocuk için son derece korkulu ve zordur. Annenin oğluna yapışıp kalması ise bu geçişi imkansız hale getirebilir. Çocuğun gözünde babanın poziyonu burada daha da bir karmaşıktır. Çünkü baba aynı zamanda anne için rekabet edilen evdeki büyük güçtür. Çocuğun en çok istediği şey aynı zamanda en çok korktuğu şeydir bir bakıma. İç güdüsel olarak erkek dünyasına geçmek isteyen çocuğun önce anneden vazgeçmesi gerekir. Babanın rehberliği sıcaklığı ilgisi olmadan bu kopuşun olması mümkün olamayabilir. Babanın oğluna karşı takınacağı negatif tutum örnekleri; 1- Baba oğluna karşı aşırı ilgisizdir, soğuk ve mesafelidir. Baba oğlu ve diğer çocukları ile hiçbir şey paylaşmaz. Nadiren onlara sarılır kucaklar ve sever. Dolayısı ile erkek çocuk heteroseksüel dünya ile iletişime geçmekte epey zorlanır. 2- Baba oğluna karşı gaddar bir profil çizer. Sürekli onu aşağılar. Silik kişisel bir profile sahip bazı babalar! kendi ezikliğinin hıncını öz oğlundan çıkarmaya kalkarlar. Bir nevi savunmasız oğlunu ezerek kendi erkekliklerini de tatmin eder. Dolayısı ile çocuk babasından uzaklaşır ve heteroseksüel dünyaya geçmek istemez. 3- Baba narsist bir yapıdadır. Hatayı eksikliği kendinde asla görmez. Çocuğunun bazı hatalı davranışlarını da görmezden gelir; çocukla arasına mesafe koymaya başlar. Özellikle başka bir oğlu varsa ona daha yakın dururken diğer oğlunu ihmal eder ve onun bakımını tamamen annesine devreder. Baba oğluna kötü davranmasa bile bu soğuk tutum o çocuğun kalbini çok kırabilir. Babasının ona el uzatmadığını düşünür. Annenin oğluna karşı takınacağı negatif tutum örnekleri; 1-Anne duygusal açlığını oğlu ile karşılayabilmek için onun kendi ile olan bağının kopmasına engel olabilir. Aşırıya kaçan şefkatli sözel ve davranışsal tutumlar ile oğlunu kendine sımsıkı bağlayabilir. Hatta kocası ile çözümleyemediği sorunlar için duygusal ve ruhsal rahatlama için oğluna sarılır. 2-Annenin erkekler ve özellikle kocası oğlunun babası hakkında oğluna çok negatif bir imaj çizmesi kötülemesi, aşağılaması oğlunun erkek dünyasından soğumasına, uzaklaşmasına neden olabilir. 3- Çok nadiren bazı anneler bilinçsizce oğullarının erkeksiliğini sabote etmeye çalışır. Adeta onun kendisi erkek olmadığı için erkeksi yönünü kıskanır. Annenin kendi içinde çözümleyemediği cinsel kimlik karmaşasına ne yazık ki oğlunu da dahil eder. 6-12 yaş arası erkek çocuklar normal gelişimde kızlardan nefret ederler ve yalnız erkek çocukları ile oynarlar. Bu kızlar için de geçerlidir ve doğru olan budur. Bu cinsiyet özdeşiminin doğal bir parçasıdır ve cinsel kimliğin pekişmesine yarar. Bu safhada yavaş yavaş karşı cins ise daha gizemli bir hale gelir ve erotik çekimin temelleri atılmaya başlar. Cinsel kimlik karmaşası yaşayan çocuklar genel olarak "mutsuz depresif" çocuklardır. Diğer erkek çocuklar tarafından alaya alınacağını düşünüp onların içine karışmazlar. Spor ve rekabet gerektiren hiçbir oyuna katılmazlar. Kızlar dışında kolay kolay arkadaş edinmezler. Eve ve hatta bir süre sonra odaya kendilerini kapatırlar. Sık sık ağlama krizleri bir hayal dünyası içinde bir başına yaşayan, arkadaş edinemeyen ve diğer erkek çocukları ise yarı korku yarı hayranlıkla izleyen sadece annesi ile iletişim kuran bir çocuk olurlar. Baba yetersizliği nedeniyle erkek dünyasına bir türlü geçiş yapamayan ve diğer erkek çocuklarla özdeşim kurma cesareti olmayan bu çocuklar için gizem zamanla kendi hem cinsleri için belirir. Uzaktan hayranlıkla izlediği dünya ergenlikte romatik bir çekime dönüşmesi ise kaçınılmazdır. Peki sizler ebebeyn olarak tüm bunların normal olduğunu düşünebilir misiniz? Cinsel kimlik karmaşası yaşayan erkek çocukların hepsinin ortak özelliği nazenin kırılgan ürkek utangaç bir mizaca sahip olmalarıdır. Aslında bunlar bir o kadar da zeki çocuklardır. Özellikle bedensel zarar görmekten incinmekten çok çok ürkerler. Bu yüzden fiziki zorlayıcı aktivitelerden hep uzak dururlar. Eve ve annelerine çok bağlı oldukları için onlara ev işlerinde çok yardımcı olan çocuklardır. Tabiri caizse annelerinin biricik kuzuları olurlar. Çocuğunun narin yapısı annenin sürekli onu koruması kollamasını gerektirir. Böylelikle anne oğul arasındaki tutkulu bağ daha da kökleşir. Anne oğluna hiç kıyamaz, diğer tehditkar! gördüğü erkek çocuklardan da uzak tutar. Çocuğun bu nazik yapısı elbette doğuştan gelen bir özelliktir. Bu mizaç elbette kimseyi homoseksüel yapmaz ama daha yatkın hale getirebilir. Aynen obezitede olduğu gibi genler bizleri birşeylere yatkın hale getirir ama bizi bir şey olmaya zorlamazlar. Obez olunup olunmayacağı, tamamen ailelerin çocuklarına kazandırdığı beslenme alışkanlığı ile alakalı bir durumdur. Tüm bu davranış modelleri ve çevre koşulları erkek çocuklarında savunmacı bir kaçınma davranışına yol açar. Erkeklerin dünyası zaten çok zordur, girişkenlik rekabet , bazen güç gösterisi gerektirir. O zaman bazı erkek çocuklar "ben zaten erkek değilim ki" ya da "babam beni istemiyorsa ben de onu istemiyorum" diye düşünmeye başlar. Kopuk bir baba, aşırı kuşatıcı bir anne ve mizaç olarak hassas bir erkek çocuk. İşte bu üçlü aile dinamiği o cocuğun cinsel kimlik karmaşası yaşaması için en ideal ortam demektir. Bu ortamda çabalamak çok yorucudur, yenilgiler ise fazlasıyla acı verir. Bir süre sonra kendine güveni olmayan o çocuk vazgeçecektir. Bir çocuğun vazgeçişi o çocuğun seçimi olarak ya da doğuştan genetik bir özelliği olarak asla değerlendirmek asla doğru olmaz. Çünkü tüm süreci anne babanın sorumluluğu ya da sorumsuzluğu belirlemektedir. Özel Uz Clinic Antalya Üroloji Uzmanı Niyazi Umut Özdemir Sertleşme sorunları, cinsel isteksizlik, vajinismus tedavilerikaynak anne babalar için gençlerde homoseksüelliği önleme rehberi- Dr Joseph Nicolosi & Linda Ames Nicolosi
“Cinsel kimlik”, kişinin cinsiyetinin farkında olması, bedenini ve benliğini belli bir cinsiyet içinde algılaması, duygu ve davranışlarının da buna uygun olmasıdır. Kısacası, kişinin kendisini kadın ya da erkek olarak kabul etmesidir. Kişinin kız ya da erkek doğması, cinsel kimliğini kazanması için yeterli değildir. Çocuk, kız ve erkeğin beden yapılarının ve cinsel hormonlarının farklı olması gibi doğuştan getirdiği cinsel donanımlarıyla kendi cinsiyetine özgü davranış ve tutumları geliştirmeye başlar. Doğumumuzda anatomik, genetik ve biyolojik özelliklerimizle belirlenen cinsiyetimize “biyolojik cinsiyet” denmektedir. Bir yaşına doğru, çocuğun kız ya da erkek olduğu görünüşünden anlaşılabilir hale gelir. İki yaşındaki bir kız ya da erkek çocuk, yalnızca görünüşünden değil, oynadığı oyunlarından, seçtiği oyuncaklara kadar genel olarak tüm davranışlarından açıkça ayırt edilebilir. Üç yaşına doğru da çocuğun kendisi kız ya da erkek olduğunun bilincine varacağı çok özel bir dönem yaşanır. Kişi 3 yaşlarındayken “Ben kızım” ya da “Ben erkeğim”duygusu yani “cinsel kimliği” oluşmaya başlar. Fallik dönem adını verdiğimiz 3-6 yaş arası olan bu dönemde cinsel kimliğin temeli atılır ve bu temel üzerine ergenlikte cinsel kimliğe son şekli verilir. İnsanların büyük bir kısmının cinsel kimliği biyolojik cinsiyetleri ile uyumlu olmasına rağmen bazı kişiler kendilerini biyolojik cinsiyetlerine değil karşı cinsiyete ait hissedebilirler. Kişinin cinsel kimliği ile biyolojik cinsiyetinin örtüşmediği bu duruma “transseksüalite” denir. Yani kişinin yaşadığı ve dışa vurduğu cinsel kimliğiyle birincil veya da ikincil cinsel özellikleri arasında belirgin bir uyuşmazlık varsa, bu uyuşmazlığa yol açan cinsel özelliklerinden kurtulmayı çok istiyorsa, diğer cinsin cinsel özelliklerini çok istiyorsa, diğer cinsten olmayı çok arzuluyorsa, diğer cinsten gibiymiş gibi davranılmayı çok talep ediyorsa, diğer cinse özgü duygularının ve tepkilerinin olduğuna çok inanıyorsa ve bu durumda klinik açıdan belirgin bir sıkıntı yaşıyorsa ya da bu durum toplumsal, işle ilgili işlevsellikte ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşme gösteriyorsa transseksüalite tanısı konulabilir. CİNSEL KİMLİĞİN OTURMASI Cinsel kimlik gelişim süreci, karşı cinsiyetteki ebeveynden ayrışarak hemcins olan ebeveynle özdeşleşme ile devam eder. Cinsel kimlik duygusu çocuğa 3-6 yaş civarında yerleşir. Bu yaştan sonra da toplum ve aile çocuğun cinsel kimlik algısını geliştirir ve güçlendirir. Ergenlik döneminin sonunda ikincil cinsiyet özelliklerinin de belirginleşmesiyle cinsel kimliğin gelişiminin tamamlandığı varsayılır. Ancak ergenliğin bitiş yaşı bazen 20’li yaşları bulabilir. CİNSEL KİMLİK BOZUKLUĞU VE EŞCİNSELLİK Cinsel kimlik bozukluğu “transseksüalite” olarak da adlandırılır. Transseksüalitenin, eşcinsel cinsel yönelim ile karıştırılmasının nedeni toplumsal önyargılar ve bu kişilerin hal ve tavır giyim kuşamlarının benzer olması olabilir. Ancak homoseksüalite ve transeksüalite birbirinden çok farklı kavramlardır. Eşcinsel cinsel yönelimi olan kişi cinsel olarak kendi cinsiyetindeki kişilerden etkilenir ama cinsel kimliği biyolojik cinsiyetiyle uyumludur, yani transseksüalitede olduğu gibi kişi yanlış bedende doğduğunu düşünmez ve mevcut cinsiyetini değiştirmek istemez. “Kadın bedine hapis olmuş bir erkek ruhu taşıma” kadın transeksüalitesi veya “erkek bedenine hapis olmuş bir kadın ruhu taşıma” erkek transsesksüalitesi şeklinde ifade edilen cinsel kimlik bozukluğunun ilk belirtileri genellikle ergenlikten önce başlar. Çocuklarda şu belirtiler görülür 1 Diğer cinsiyette olma isteğini ya da ısrarını yineleyici bir biçimde dile getirme, 2 erkek çocukların kadınsı, kız çocukların da erkeksi giysiler giyme konusunda ısrar etmesi, 3 oyunlarda sürekli olarak karşı cinsin rollerini oynamayı tercih etme ya da sürekli olarak diğer cinsiyette olma fantezileri kurma, 4 karşı cinsin oyunlarına ve eğlencelerine katılma konusunda yoğun bir istek duyma ve 5özellikle karşı cinsten oyun arkadaşları seçme… Cinsel kimlik bozukluğu, bazı kişilerde belirtilerini ergenlikle birlikte göstermeye başlayabilir. Bu kişilerdeki belirtiler; karşı cinsiyete özgü duygularının ve tepkilerinin olduğuna ilişkin inanç taşıma, karşı cinsiyette olma isteğini dile getirme, karşı cinsiyetteymiş gibi yaşamayı isteme, cinsiyetine ilişkin sürekli bir rahatsızlık duyma ya da cinsiyetinin gerektirdiği cinsel rol için uygun olmadığını hissetme şeklindedir. DOĞUŞTAN GELEN BİR DURUM MU? Cinsel kimlik bozukluğunun herhangi bir fizyolojik nedene bağlı olduğunu gösteren bilimsel veri yoktur ama genel kanı psikolojik, biyolojik, genetik, ailesel, sosyal ve kültürel faktörlerin etkileşiminden kaynaklandığıdır. 20 yıldan fazladır yaptığım terapi çalışmalarının verdiği klinik tecrübeme göre; ebeveynlerin kız çocuk sahibi olmayı “çok” isterken erkek çocuk sahip olmaları veya ölen bir erkek çocuktan sonra tekrar hamile kalan kadının ve eşinin hamilelik döneminde ölen erkek çocuklarının yeniden doğacağına “çok” inanması gibi psikolojik faktörler transseksüalitenin doğum öncesi bir süreçte ebeveynlerin beklentisiyle başladığını gösteriyor. Çünkü cinsel kimliğin öğeleri, fizyolojik cinsiyet özellikleriyle birlikte doğuştan belirlenir. Ancak bunlar cinsel kimliğin cinsiyetle uyumlu şekilde gelişmesi için yeterli değildir. Bu nedenlerle cinsel kimlik gelişimi, önce ailenin etkisi, sonra da toplumun ve kültürün kişiye kadın ya da erkek olarak atfettiği özelliklerin etkisiyle psikolojik bir süreç olarak tamamlanır. Cinsel kimliğin gelişiminde çocuk anne ve babasının yanı sıra, çevresindeki, abla, teyze, hala, ağabey, dayı, amca gibi örneklerden de etkilenir. Çocuk, aynı cinsten arkadaşlarının olumlu ya da olumsuz özelliklerini de benimser ve kendi cinsel kimliğini arkadaşlarınınkiyle karşılaştırır. Ailede gelişmeye başlayan cinsel kimlik, toplumsal olarak pekişerek olgunlaşır. Sonuç olarak bazı bireyler transseksüel olarak doğmaktadır, bu ne bir seçim ne de ebeveynlerinin bilerek yaptıkları bir hata değildir, sadece bir farklılıktır. ANNE BABANIN CİNSEL KİMLİK OLUŞUMUNDAKİ ROLÜ Cinsel kimliğin gelişimini, çocukluk çağındaki ilk özdeşimler ve model alma deneyimleri büyük ölçüde etkiler ve biçimlendirir. Çocuk, erkek ve kız davranışlarını, anne ve babasını model alarak ve onlarla özdeşim kurarak öğrenir. Bu, taklit etmekten daha derinlere inen psikolojik bir süreçtir. Çocuk annesinin ya da babasının özelliklerini ve davranışlarını içine alarak onunla özdeşleşir. Kız çocuk ile annesi, erkek çocuk ile babası arasındaki ilişki yakın ve olumlu ise özdeşim de kolay ve sorunsuz olur. Böylece çocuğun cinsel kimliği cinsiyetine uygun olarak gelişir. Ancak çocuğun hayatında hemcinsi olan ebeveynin olmadığı durumlarda, uygun özdeşim ve model alma örneğinin bulunmayışı nedeniyle cinsel kimlik gelişiminde aksamalar olabilir. Cinsel kimlik gelişimini olumsuz etkileyen faktörlerden biri de anne ve babanın kişisel özellikleridir. Örneğin, babanın güçsüz ve silik biri olması erkek çocuğun onunla özdeşim kurmasını zorlaştırabilir ya da kadınsı özellikleri olmayan, sert ve baskın biri olan anne kız çocuk için benzer bir zorluk yaratır. Erkek çocukların kız, kız çocukların da erkek gibi yetiştirilmesi cinsel kimliğin gelişmesindeki önemli faktörlerden bir başkasıdır. Ancak cinsel kimlik karmaşası ile cinsel kimlik bozukluğunu birbirine karıştırmamak gerekir. Her cinsel kimlik bozukluğunun temelinde cinsel kimlik karmaşası vardır ama her cinsel kimlik karmaşası cinsel kimlik bozukluğuna yol açmaz. NASIL DAVRANILMALI? Çocukta cinsel kimlik karmaşasına dair belirtiler gösteren davranışların fark edilmesi durumunda, kesinlikle çocuğun azarlanmaması, aşağılanmaması ve bu davranışların cezalandırılmaması gereklidir çünkü cezalandırma pekiştireç olabilir. Ancak bu davranışların görmezden gelinmesi de onaylama anlamına gelebileceğinden, çocuğun karşı cinse özgü davranışlarının yerine, kendi cinsiyetine özgü davranışları tercih etmesi gerektiğinin uygun bir dille anlatılması ve kendi cinsine yönelik olan oyunlarla dolaylı bir yönlendirme yapılması doğru olur. Çocuk erkekse babasıyla, kızsa annesiyle daha çok vakit geçirmesi sağlanmalı, kendi cinsiyetine uygun etkinliklerde bulunması teşvik edilmeli ve cinsiyetine özgü olumlu davranışları ödüllendirilmelidir. Tüm bunlara rağmen cinsel kimlik karmaşasına devam ediyorsa, bu karmaşanın gelecekte cinsel kimlik bozukluğuna dönüşmemesi için, bu alanda uzmanlaşmış bir çocuk terapistinden veya pedagogdan yardım alınması gerekir. ÇÜNKÜ… “Trans kimliğe sahip çocuk” ifadesi doğru bir tanımlama değildir. “Kimlik” ve “çocuk” aynı anda olmaz, kimlik ergenliğin bir ürünüdür ve yetişkinliğe geçiş vizesidir, yani“trans kimliğe sahip çocuk” olamaz, ebeveynleriyle sağlıklı ilişkiler kuramadığı veya çeşitli travmalar yaşadığı için “cinsel kimlik karmaşası yaşayan bir çocuk” tanımı doğrudur.“Cinsel kimlik karmaşası”, “cinsel kimlik bozukluğu” ve “transseksüalite kimliği” çocukluktan yetişkinliğe uzanan ve daha çocuk doğmadan önce anne babanın zihnindeki çocuğa ait cinsiyet tasarımlarıyla başlayan bir spektrum olarak görülmelidir. Her cinsel kimlik karmaşası yaşayan çocuk gelecekte transseksüel kimliğe sahip olmaz, çocukluktaki çoğu cinsel kimlik karmaşası uygun tutum ve destekle son bulabilir. “Biyolojik cinsiyet”, “cinsel kimlik”, “cinsel yönelim” ve “toplumsal cinsiyet rolleri” birbirini takip eden süreçlerdir ve aile travmalarıyla, çoğun ihmal ve işgal edilmesiyle bu süreçler bozulabilir, bir cinsel kimlik karmaşası ortaya çıkabilir ama çocuklukta travmalar son bulursa, ihmal ve işgal sonlandırılabilirse, ebeveynler hatalarını telafi edebilirse ve konun uzmanları tarafından cinsel kimlik karmaşası sağlıklı bir şekilde ele alınabilirse, süreç kaldığı yerden sağlıklı işleyebilir ve “cinsel kimlik karmaşası” cinsel kimlik bozukluğuna dönüşmeyebilir. Ayrıca “transfobi” transseksüellerden nefret etmek, onlara şiddet uygulamak ve şiddet uygulanmasını destelemek anlamına gelir. Transseksüalite ve gelişimi hakkında LGBT örgütlerinin savunduklarını çürüten bir fikir beyan etmek o konuda “fobi” olmaz. DSM-V’TE CİNSEL KİMLİĞİNDEN YAKINMA HOŞNUT OLMAMA Bireyin biyolojik cinsiyetinden farklı bir cinsiyet kimliği olması, kendini farklı bir cinsiyette algılaması, görünüm ve davranışıyla belirlenen toplumsal cinsiyet özelliklerini bu doğrultuda şekillendirmekte ısrar etmesi DSM Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı – Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı’de “cinsel kimlik bozukluğu” başlığı altında değerlendirilmekteydi. Biyolojik cinsiyet özelliklerinin, yaşamın erken döneminde temelinin atılması ve cinsel kimlik karmaşasının son bulabilmesi için ailenin ve çocuğun destek alması ilk aşamada tek geçerli yaklaşımdır. Eşcinsellikten farklı olarak, cinsel kimlik bozukluğunun tanı sınıflandırmalarına girmiş olması, psikolojik destek sağlanabilmesine hizmet etmiştir. DSM’nin güncellenme çalışmalarının başlangıcından itibaren, bu alanda çalışan meslek örgütleri ve LGBT örgütleri, bu tanı kategorisinin de sınıflandırmadan çıkarılmasını istemişlerdir. Temel gerekçeleri ise bu durumun, toplum içinde damgalanmaya neden olmasıdır. Ancak bu yaklaşım cinsel kimlik karmaşası ve cinsel kimlik bozukluğunun birbirine karıştırılmasından dolayı doğru değildir. Bu nedenle DSM-V hazırlanması sürecinde, tanının sınıflandırma dışında bırakılması benimsenmemiştir. Ancak, “bilimsel olmayan” yoğun baskılar sonucunda “bozukluk” sözcüğü çıkarılarak, “cinsiyet kimliği uyumsuzluğu”, “uyuşmazlığı” veya “örtüşmemesi” ifadesi seçilmiştir. Sözde daha az hastalık çağrışımı yapsa da, Ha Kel Hasan, ha Hasan kel LGBT örgütlerine göre kişinin cinsiyet kimliğinin sorunlu olduğu ve değiştirilmesi gerektiğini çağrıştırdığı için, son gözden geçirmede “cinsiyet kimliği disforisi” olarak tanımlanması önerilmiştir. Sonuç olarak DSM-V “Cinsel Kimliğinden Yakınma Hoşnut Olmama” başlığı altında,1 Çocuklarda Cinsel Kimliğinden Yakınma Hoşnut Olmama’yı F64,2, 2 Gençlerde ve Erişkinlerde Cinsel Kimliğinden Yakınma Hoşnut Olmama’yı 302,85 F64,1, 3 Tanımlanmış Diğer Bir Cinsel Kimliğinden Yakınma Hoşnut Olmama Durumu’nu ve 4Tanımlanmamış Cinsel Kimliğinden Yakınma Hoşnut Olmama Durumu’nu da olarak 4 farklı kategoride cinsel kimlik bozukluğunu yeniden tanımlamıştır. Ayrıca, daha önceki DSM’lerden farklı olarak, cinsel kimlik bozukluğunu cinsel işlev bozuklukları ve parafililerden ayrı bir bölümde değerlendirilmesi uygun görülmüştür. Sonuç olarak, cinsiyet kimliği ile ilgili tanımlamalarda, bireyin en az damgalanmasına neden olacak şekilde değişiklikler yapılmaya çalışılırken çocukluktaki cinsel kimlik karmaşasının uzmanlar tarafından sonlandırılmaya çalışması da engellenmemelidir. Psikiyatri ve cinsel sağlık bilimi cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği yelpazesinin kimi bileşenlerini yaftalayıcı, kimlik özellikleri arasında toplumda var olan hiyerarşi ve ayrımcılığı pekiştiren konumundan uzaklaşırken, cinsel kimlik karmaşası yaşayan çocuklara ve ailelerine destek de olmalıdır. Çünkü aksi bir dayatmanın psikiyatrik söylem ve günlük uygulamalara yansıtılmasıyla toplumsal karşılık bulması mümkün değildir. CİNSEL KİMLİĞİNDEN YAKINMA HOŞNUT OLMAMA Zihinsel hastalıklar için tanı ölçütlerini içeren ve Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından yayınlanan DSM-V’e göre cinsel kimlik bozukluğu “Cinsel Kimliğinden Yakınma Hoşnut Olmama” olarak tanımlanır. Fakat bu resmi tanının kullanılmasının nedeni bireyleri damgalamak veya bu kişilerin medeni haklarının azaltılmasına izin vermek değil, kişilerin iyileşme ümidi, sağlık sigortası kapsamına girme, gelecekte daha etkili tedaviler için araştırmalarda rehber olma gibi önemli yararlar sağlamaya çalışılmasıdır. Cinsel kimlik bozukluğu biyolojik, hormonsal, fiziksel bir hastalık olmadığı gibi bir cinsel sapkınlık da değildir. Tarihsel olarak tüm dönemlerde çeşitli toplumsal kurallar nedeniyle farklı özellikleri olan azınlık grupları normalden sapma gösterdikleri, yani aslında sadece farklı oldukları için “sapık” veya “sapkın” olarak nitelenmişlerdir. Ancak ne yazı ki cinsel kimlik bozukluğu çok yanlış bir şekilde toplumda sapkınlık gibi görülmektedir. Bu nedenle de transseksüeller toplumdan dışlanmaktadır. Transseksüellerin yakınları bu bozukluğun değiştirilebilir bir durum veya iyileşebilir bir hastalık olduğunu düşünerek gerçekçi olmayan beklentilerle tedavi arayışına girmektedir. Ama cinsel kimlik bozukluğunun toplumun kabul ettiği veya beklediği tarzda bir tedavisi yoktur. Cinsel kimlik bozukluğu tanısına varıldıktan sonra tedavi yaklaşımı 3 evreden oluşmaktadır. Bunlar, 1 arzu edilen cinsiyette gerçek yaşam deneyimleri, 2 arzu edilen cinsiyete ait hormonların kullanılması ve 3 cinsel organlarla diğer seks karakterlerini değiştirmeye yönelik cerrahi girişimler olarak sıralanabilir. NE YAPMALI? Kendini doğduğu bedende değil de karşı cinste hayal eden kişinin alacağı tepkilerden çok kişinin ruhsal durumu önemlidir. Kişi, kendi hayatını hangi cinsiyetle sürdürmek istediğine yetişkin olduktan sonra kendisi karar verir ama doğru kararı verebilmek ve verdiği karardan pişman olmamak için de mutlaka cinsel kimlik bozukluklarıyla çalışan bir cinsel terapistten psikolojik destek almalıdır. CİNSİYET DEĞİŞTİRME Transseksüalite oldukça nadir görülür. Cinsiyet değiştirme operasyonları geri dönüşü olmayan operasyonlar olduğu için, psikiyatri hekimi ve cinsel terapist gözetiminde uzun süreli bir takipten sonra yapılır. Transseksüellerin hepsi cinsiyet değiştirmeyi ister ama çok azı bu amacına ulaşır. Ama cinsiyet değiştirme ameliyatları içlerindeki huzursuzluğa çoğu zaman çare olmaz. Çünkü insanın ruhu ile bedeni arasındaki çatışma çok derindir, ağırdır ve bu çatışmanın verdiği huzursuzluk cinsiyet değiştirme ameliyatlarıyla çoğu zaman son bulmaz. Transseksüel düşüncelerin bir ruhsal bozukluk sonucu mu oluştuğu yoksa sağlıklı bir ruh hali içinde mi verildiğinin tespit edilmesi önemlidir. Çünkü “şizofreni” gibi bazı psikiyatrik hastalıklar kimi zaman cinsel kimlikle ilgili algı ve düşünce sistemini bozabilmektedir. Cinsiyet değiştirmeyen transseksüeller cinsel kimlikleriyle uyumsuz bir yaşama adapte olmakta zorlanırlar. Cinsel kimlik bozukluğunun temelinde yer alan ruhsal sorunlar kişinin tüm ilişkilerini olumsuz etkiler. Toplum tarafından dışlanmaları benlik saygılarında azalmaya yol açar. Madde kullanımı, anksiyete ve depresyon belirtileri, özellikle ergenlerde intihar fikirleri ve girişimleri çok görülebilir. Hem transseksüeller hem de onların aileleri çok zor süreçlerden geçerler, bu nedenle alanında uzman cinsel terapistlerden profesyonel destek almaları gerekir. Bu destek ile transseksüeller cinsel kimlikleri ve yaşam koşulları arasında ruhsal dengelerini sağlamayı ve korumayı başarabilirler.
Cinsel Kimlik Bozukluğu CKB, çağdaş psikiyatrik nozolojide ilk kez Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal Elkitabı Üçüncü Basımı’nda DSM-III, American Psychiatric Association-APA, 1980 görülmüştür. Bu kategoride çocuklar için “Çocukluk Çağı Cinsel Kimlik Bozukluğu”, ergenler ve erişkinler içinse “Transseksüalizm” olmak üzere iki farklı tanı yer almıştır. DSM-III Yeniden Gözden Geçirilmiş Basımı’nda DSM-III-R, APA, 1987 bunlara bir üçüncüsü eklenmiştir “Ergenlik ve Erişkinliğin Cinsel Kimlik Bozukluğu Transseksüel Olmayan Tip”. DSM-IV’te APA, 1994; 2000 bu sonuncusu tanı sınıflamasından çıkarılmış ve Çocukluk Çağı Cinsel Kimlik Bozukluğu ve Transseksüalizm tanıları çocuklar ile ergen ve erişkinler için farklı ölçütler içeren tek bir başlık altında toplanmıştır “Cinsel Kimlik Bozukluğu” Zucker, 2005a; Zucker ve Spitzer 2005. DSM-IV-TR APA, 2000, CKB tanısı için iki ana ölçüt içerir. A ölçütü çocuğun karşı cinsle özdeşimini ifade eder. A ölçütünde, çocuklar için beş madde yer almaktadır. Tanı koyabilmek için bu maddelerden dördünün karşılanması gerekir. Bunlardan birincisi, çocuğun karşı cinsiyetten olma isteğini yineleyici biçimde dile getirmesidir. Diğerleri karşı cinsten biri gibi giyinme, imgesel oyunlarda karşı cins rolleri alma, karşı cinse özgü oyuncakları ve etkinlikleri tercih etme ve karşı cinsten yaşıtlarla yakınlık kurmayı yeğlemedir. Bu maddeler “yineleyici”, “güçlü”, “ısrarcı” ve “yoğun” gibi tümleyenlerle kuvvetlendirilmiştir. B ölçütü, çocuğun kendi cinsiyeti ya da cins rolü ile ilgili hoşnutsuzluğuna işaret etmektedir. Bu ölçüt, anatomik disforiyi ve kendi cinsinin etkinliklerine ya da giyim şekline karşı belirgin bir isteksizliği kapsar. C ölçütü fiziksel bir intersex durumunu dışlar ve D ölçütü diğer DSM-IV tanıları için olduğu gibi klinik açıdan belirgin bir sıkıntı ve işlevsellikte bozulmayı gerektirir Bradley ve Zucker, 1997. ICD-10 da ise Cocukluğun Cinsel Kimlik Bozukluğu’ dışında ergenler ve yetişkinlerde CKB iki ana başlık altında ele alınmıştır. Bunlardan birisi Transseksualizm’ diğeri İki Yönlü Karşıt Giysiciliktir’. CKB gerçekten bir ruhsal bozukluk mudur? Bu soru alanda çalışan uzmanlar için uzun yıllardır önemli bir tartışma konusu olmuştur. CKB’nun bir ruhsal bozukluk olarak kabul edilmesini eleştirenlerin üç önemli iddiası vardır 1 CKB her ne kadar uçlarda da olsa normalin bir varyasyonudur. 2 CKB olan çocukların sıkıntı yaşadıklarına ve işlev bozuklukları olduğuna dair çok az kanıt vardır ve olsa dahi bu, durumun kendisinden değil, yalnızca toplumsal kınamadan kaynaklanmaktadır. 3 Çocuklarda CKB erişkin eşcinselliği için güçlü bir öngörü değeri olduğuna göre DSMIII’e dâhil edilmesi eşcinselliği önlemek üzere gizli bir manevradan başka bir şey değildir Zucker, 2005a. Cinsiyet rolleri ve cinsel kimlik duygusunun gelişiminde ana baba tutumları ve yetiştirme biçimlerinin etkisine işaret etmektedir. Hermafrodit olan çocukların hangi cinsiyette yetiştirildiğinin, ana baba akrabalığı, doğumda ilan edilen cinsiyet, sorunun fark edildiği ve tanının konduğu yaş ve aile yapısı gibi etmenlerle olduğu saptanmıştır. Çocuğun yetiştirildiği cinsiyet, çocuğun zaman içinde geliştirdiği cinsel kimliği ve cinsiyet rollerini belirlemektedir Odağ ve Bildik, 2002. Çocuklarda Cinsel Kimliğinden Yakınma Hoşnut Olmama A. Aşağıdakilerden en az altısının olması ile kendini gösteren bunlardan biri A1 tanı ölçütü olmalıdır, en az altı ay süreyle, kişinin yaşadığı/dışa vurduğu cinsel kimlikle, onun için belirlenen cinsel kimlik arasında belirgin uyuşmazlık olması Karşı cinsten olmayı çok isteme ya da karşı cinsten ya da onun için belirlenen cinsel kimlikten değişik bir seçenekten olduğu konusunda diretme. Erkeklerde belirlenen cinsel kimlik, karşı cinsin giysilerini giymek isteme ya da kadınsı giyim kuşama ileri derecede öykünme vardır; kızlarda belirlenen cinsel kimlik, yalnızca erkeksi giysiler giymek isteme ve kadınsı giysiler giymeme konusunda çok diretme vardır. İmgesel ya da düşlemsel oyunlarda karşı cinsin yerine geçmeyi çok ister. Genelde karşı cinsten oynadığı oyuncakları, oyunları ya da etkinlikleri oynamayı çok ister. Oyun arkadaşlarını karşı cinsten seçmeyi çok ister. Erkeklerde belirlenen cinsel kimlik, erkeksi oyuncaklara, oyunlara ve etkinliklere karşı çıkma ve itiş-kakış oyunlarından belirgin kaçınma vardır; kızlarda belilenen cinsel kimlik, kızların oynadığı oyuncaklara, oyunlara ve etkinliklere karşı çıkma vardır. Cinsel anatomisinden hiç hoşlanmama. Kişinin yaşadığı cinsel kimlikle eşleşen birincil ve/ya da ikincil cinsel özellikleri çok isteme. B. Bu duruma klinik açıdan belirgin bir sıkıntı eşlik eder ya da bu durum toplumsal işlevsellikte, okulda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşme ile gider. Varsa belirtiniz; Cinsel gelişim bozukluğu ile giden [ doğuştan gelen adrenal hiperplazi ya da [ androjen duyarsızlık sendromu doğuştan gelen bir adrenogenitel bozukluk. Kodlama notu Cinsel kimliğinden yakınmanın hoşnut olmamanın yanı sıra cinsel gelişim bozukluğunu da kodlayın. Gençlerde ve Erişkinlerde Cinsel Kimliğinden Yakınma Hoşnut Olmama A. Aşağıdakilerden en az altısının olması ile kendini gösteren, en az altı ay süreyle, kişinin yaşadığı/dışa vurduğu cinsel kimlikle, onun için belirlenen kimlik arasında belirgin bir uyuşmazlık olması; Kişinin yaşadığı/dışa vurduğu cinsel kimlikle, birincil ve/ya da ikincil cinsel özellikleri ya da genç ergenlerde beklenen ikincil cinsel özellikler arasında belirgin bir uyuşmazlık olması. Kişinin yaşadığı/dışa vurduğu cinsel kimlikle arasında belirgin uyuşmazlık olduğu için birincil ve/ya ikincil cinsel özelliklerden kurtulmayı çok isteme ya da genç ergenlerde, beklenen ikincil cinsel özelliklerin gelişmesini önlemeyi isteme. Diğer cinsin birincil ve/ya da ikincil cinsel özelliklerini çok isteme Diğer cinsten ya da onun için belirlenen cinsel kimlikten değişik seçenekten olmayı çok isteme. Diğer cinsten ya da onun için belirlenen cinsel kimlikten değişik seçenekten gibiymiş gibi davranılmayı çok isteme. Diğer cinse ya da onun için belirlenen cinsel kimlikten deiğiş bir seçeneğe özgü duyguların ve tepkilerin olduğuna inanma. A. Bu duruma klinik açıdan belirgin bir sıkıntı eşlik eder ya da bu durum toplumsal, işle ilgili işlevsellikte ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşme ile gider. Varsa belirtiniz; Cinsel gelişim bozukluğu ile giden [ doğuştan gelen adrenal hiperplazi ya da [ androjen duyarsızlık sendromu doğuştan gelen bir adrenogenitel bozukluk. Kodlama notu Cinsel kimliğinden yakınmanın hoşnut olmamanın yanı sıra cinsel gelişim bozukluğunu da kodlayın. Varsa belirtiniz; Geçiş sonrası Kişi, istediği kimliğe, onun tam zamanlı olarak yaşayarak geçmiştir cinsiyet değişikliği yasallaşmış olsun ya da olmasın ve karşı cinse geçmek için yapılan tıbbi girişimlerden ya da tedavilerden en az biri uygulanmıştır ya da uygulanması için hazırlık yapılmaktadır. Karşı cins hormanları tedavisi ya da istenen cinsel kimlik doğrultusunda cinsel kimlik belirlenmesi için cerrahi girişim örn. penektomi, doğuştan erkek olana vajinoplasti; doğuştan kadın olana mastektomi ya da failoplasti. Tanımlanmamış Diğer Bir Cinsel Kimliğinden Yakınma Hoşnut Olmama Durumu, Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işe ilgili alanlarda veya diğer önemli işlevler alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, cinsel kimliğinden yakınmanın, belirti özelliklerinin baskın olduğu, ancak parçaları kimliğinden dolayı yakınma hoşnut olmama iiçin tanı ölçütlerini tam karşılamadığı şart bu kategori kullanılır. Tanımlamanın diğer bir parçasıdır kimliğin yakınma hoşnut olmamakın ölçütlerini karşılamamanın özel nedeni klinisyenlerce tartışılmak istendiğinde kullanılır. Yazarken, “tanımlı diğer bir cinsel kimliğinden yakınma 8hoşnut olmama” için Türkçe – İngilizce çeviri 1-10 / 2. “Tanımlanmamış diğer” ibaresi, bir tanımlama için bir örnek şudur O sıradan bozukluk, cinsel kimliğinden yakınma hoşnut olmama için tanı ölçütlerini karşılamaktadır ancak süresi altı aydan daha kısadır. Tanımlanmamış Cinsel Kimliğinden Yakınma Hoşnut Olmama Durumu, Klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olan, cinsel kimliğinden yakınmanın belirti özelliklerinin baskın olduğu ancak bunların cinsel kimliğinden yakınma hoşnut olmama tanısı için tanı ölçütlerini tam karşılamadığı şart bu kategori kullanılır. Tanımlanmamış diğer cinsel kimliğin yakınlığı hoşnut olmamakın tanı ölçütlerini karşılamamanın özel nedeni klinisyenlerce belirlenmek istendiğinde ve daha özgül bir tanı koymak için yeterli bilgi olmadığığını kullanılır.
erkek çocuğun cinsel kimlik bozukluğu